bugün
yenile
    1. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      okunmasi gekenler içindedir. okuyacaklarin karakterler uzerinde kisilik analizleri yapmasini ve davranislarini sorgulamasini tavsiye ederim.
    2. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "ben gerçekten kötü bir insan değilim. ne aksi bir adamım, ne uysal, ne namuslu, ne alçak, ne de onurlu biriyim. ne kahramanım, ne de bir korkak. hiçbir şey olamadım" diyen sekizinci dereceden bir memurun hikayesini anlatır yeraltından notlar. bu memur, tüm içtenliği ve ciddiyetiyle bir böcek, bir fare olmayı bile isteyecek kadar kendi "varoluş" meselesine dalmıştır. her ne biçimde olursa olsun insanın bir şekilde karşısına çıkıp, toslayacağı o "taş duvar" iki kere ikinin dört etmesi kadar kaçınılmaz bir gerçekliğin habercisidir. ben o taş duvarı her şeyin üzerinde olan doğa kanunlarının "herkesin bir gün öleceği" çıkmazına yoruyorum. insan denilen mahlukatın "kendini bir piyano tuşu değil de insan olduğunu kanıtlama isteği" bu ölçüde medeniyetin, bütün bir düzenin sınırlarında gezinebilecek bir kötülük, can sıkıntısından doğan bir maraz yaratma arzusuna dönüşüyor. "kasıtlı ve bilinçli olarak zararlı, anlamsız, hatta son derece ahmakça bir isteğe kapılma"yı isteme hakkına sahip olmak, diğer deyişle, iyi, güzel ve yüksek değerlere, akla uygun olana rağmen karşıt yolu tercih etmek, bir "olma, oluş" meselesi haline geliyor. hatta belki de karşıt olanın, kötünün çığırtkanlığı bir "haz" nesnesine dönüşerek, "insanın refahtan, düzenden değil, acıdan da aynı ölçüde hoşlandığına" dair bir gerçekliğe işaret ediyor. sulusepken bölümünde ise, bu "her şeyi tam anlamıyla algılayan hastalıklı" anti-kahramanın ruh hali, yaşadığı olaylar ışığında bir nevi örneklendiriliyor. nevski caddesi'nde yüzbaşıya yol vermenin bir onur meselesine; tayini çıkan zverkov için eski okul arkadaşlarının düzenlediği veda yemeğinin bir ölçüde geçmişle hesaplaşmaya dönüştüğü bu anılar, "adalet yerini bulsun diye öç almak" arzusuyla, belki de-memurun kendi ifadesiyle- sırf "huysuzluğu" nedeniyle fahişelik yapan liza'yla ilişkisine giden, "alçaklığın ta kendisi olan" bir olaya vesile oluyor. memur içine daldığı çamurdan, "insana acı veren hakaretin, aynı zamanda ruhu temizleyeceğini, yücelteceğini kim yadsıyabilir" diyerek liza'ya iyilik yaptığını bile düşünüyor. özetle, yeraltından notlar'ın "kendi köşesinde, ruhen çürümüş kendi yeraltında, kendi yarattığı kini içine akıta akıta, hayatını perişan eden" sekizinci dereceden memuru, hayata, yaşamaya yabancılaşmış bir bireyin derinlemesine portresini çiziyor. bu arada okumaya üşenenler için nuri bilge ceylan'a dair göndermeler bulunsa ve kitabın yerini tutmasa dahi zeki demirkubuz'un yeraltı filmini öneriyorum.
    3. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bitirdiğimde üşenmeyip tekrar başa sararak okuduğum kitap. fazla afilli sözlerle övemeyeceğim fakat insanın kendi kendine düşünüp içinden çıkamadığı düşüncelerin aslında başkaları tarafından da düşünüldüğünü fark edebildiği ve bir nebze umutlandığı bir kitap. '' gülünç duruma düşmekten ölesiye korkuyor, bu yüzden görünüşe ilişkin her konuda alışılmış olana ürkekçe saygı gösteriyor; herkesin gittiği yoldan gidiyor, davranışlarımda herhangi bir tuhaflık fark edilecek diye ödüm kopuyordu. ''
    4. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      zannediyorum herkes o kitapta kendinden bir parça bulabilir. çünkü herkesin -bazen- sığınmak istediği kendi yeraltısı ve kendi içinde beslediği bir "yeraltı adamı" vardır.
    5. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      --- spoiler --- bana en çok dokunan, suçlu olsam da olmasam da her zaman bir çeşit tabiat kanununa uyar gibi herkesten önce kendimi suçlu görmemdi. --- spoiler --- hala okumamış olanlara püü diyorum. (bkz: püü size)
    6. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ankara dt'da çok da emin olmamakla birlikte 6 mayıs'a kadar oynayacak oyundur. oyuna daha gitmedim bilet bulmak biraz sıkıntı. belki duymamış olan vardır bi' vesile olayım diye yazmak istedim. gidince editleyeceğim.
    7. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      1864 yılında yayımlanan yeraltından notlar, tek bir karakterin incelemesi ve dostoyevski'nin en derin inançlarının bir açığa vuruşu niteliği taşımaktadır. yeraltından notlar, pek çok kişi tarafından tarihin ilk varoluşçu romanı kabul edilmektedir. alıntı
    8. 9
      +
      -entiri.verilen_downvote
      “etrafınıza şöyle bir göz gezdiriniz! gerçek hayat denilen şeyin ne olduğunu, nerede olduğunu bilmiyoruz bile! kitaplarımızı, hayallerimizi elimizden alsalar, öylece ortada kalakalacağız.”
    9. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "i̇nsan olmak, gerçek insan, etiyle kemiğiyle insan olmak bile ağır gelir bize. utanırız bundan, insan olmayı yüzkarası sayarız, benzeri olmayan toplumsal birtakım insanlar olmak için çabalarız. ölü doğmuş insanlarız biz ve uzun zamandır canlı babaların çocukları değiliz, giderek daha çok hoşlanıyoruz böyle doğmuş olmaktan. zevk duyuyoruz bundan. çok yakın bir gelecekte bir şekilde düşüncelerden doğmanın yolunu bulacağız."
    10. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      geçenlerde aldım,diğer kitaplarım gibi okunmayı bekliyor,dostoyevski'den okuyacağım ilk kitap olacak,beklentim büyük
    11. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "vardığım sonuca göre, en iyisi hiçbir şey yapmamak! her şeyden iyisi, bir köşeye çekilip seyirci kalmak. onun için diyorum ki, yaşasın yeraltı!"
    12. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      --- spoiler --- "duvarı yıkacak gücüm yoksa, onu yıkmak için kendimi paralayacak halim yok tabii ki, fakat önümde duvar var diye ona boyun eğecek de değilim." --- spoiler ---
    13. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      --- spoiler --- kaprislerimiz, isteklerimiz yerine gelse bundan ilk biz zararlı çıkarız. bize daha fazla serbestlik vermeyi, ellerimizi çözmeyi, hareket alanımızı genişletmeyi, üstümüzdeki vesayeti kaldırmayı deneyin bir... sizi temin ederim, o anda tekrar vesayet altına girmeye can atarız. --- spoiler ---
    14. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      dostoyevski'nin bir kitabının ismi. suç ve ceza isimli kitabıyla birlikte ülkemizde ismi en çok bilinen kitabıdır. kitap gerçekçi bir düzlemde akar, başkarakter gayet sıradan bir insandır ve tıpkı futbolun basit oynanınca güzel olduğunu, ama basit oynanmasının zorluğunun belirtildiği ünlü veciz gibi, bu kitapta yazar zor olanı başarıp, basit ve sıradan olanı çok güzek anlatmış.
    15. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      En ustalıklı, en incelikli cinayetlerin çoğu kez kültürlü ve aydın insanlar tarafından işlendiğine hiç dikkat ettiniz mi?
      3Fyodor Mihayloviç Dostoyevski - dans_mon_esprit 06.06.2020 21:09:17 |#3799196
    16. 10
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "şunu bütün ciddiyetimle belirteyim, pek çok kez bir böcek olmayı istemişimdir. ne yazık ki buna bile erişemedim. baylar... yemin ederim, her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır. hem de tam anlamıyla, gerçek bir hastalık..."
    17. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      dostoyevsky'nin baş yapıtlarından biri. bu kitabı fazla anlatmak istemiyorum. anlatmaya çalışsam da pek becerebileceğim söylenemez. dostovesky'nin en sevdiğim eseri. dostlara bile açılamayacak, insanın kendine saklayacağı sırlar da bulunur. puan: 9.5/10
    18. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "ben, kötü bir adam değildim. daha doğrusu, hiçbir şey olamadım ben. ne aksi ne iyi, ne alçak ne namuslu, ne kahraman, ne de korkak. şimdi kendi köşeme çekilmiş, akıllı olanların hayatta bir iş tutturamayacakları, tutturanların ise aptal oldukları gibi kin dolu ve saçma sapan avuntularla ömrümü geçiriyorum. evet, on dokuzuncu yüzyıl insanı en başta iradesiz olmalıdır, böyle olmak, onun için bir zorunluluktur. çalışkan, iradeli bir adam, dar kafalıdır."
    19. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      “Hayatım boyunca şöyle bir kaç kişinin suratına tokat atmadığıma da çok üzgünüm.”
    20. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "yine de biliyor musunuz, bizim gibi yeraltı takımının dizginini sıkı tutmak gerektiği kanısındayım. çünkü kırk yıl ses çıkarmadan yeraltında otururuz, ama bir fırsatını bulup yeryüzüne çıkarsak çenemizden kurtulamazsınız!"
    21. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      'elbette delmeye gücüm yoksa böyle bir duvarı alnımla yıkmaya çalışmayacağım ama barışmayacağım da onunla, sırf karşımda bir taş duvar olduğu ve onu yıkmaya gücüm yetmediği için de barışmayacağım onunla.'
    22. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "huzur, sükûnet istiyorum ben. beni rahatsız etmesinler diye bütün dünyayı bir kapiğe satarım."
    23. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      dostoyevski'nin en sevdiğim kitabı herkesin mutlaka kendini bulduğu bir pasaj var bu kitapta. "Kitaplar bana zevk, heyecan ıstırap veriyordu. Okumaktan başka yapacak işim, gidecek tek yerim yoktu, çünkü çevremde saygıya layık, beni kendine çekebilecek bir meşguliyet bulamıyordum." edit: düzeltme
    24. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "arzularımda varsa, daha doğrusu arzularım yaşadıkça o da var olacaksa, gerçekliği neden umurumda olsun?"
    25. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      3 kere okudum heralde. Kitaptan hiçbir şey hatırlamıyorum ama kitap ismi aklıma gelince veya bir yerde görünce içimi tatlı bir ürperti sarıyor ve mutlu oluyorum.
      1aynı duyguları paylaştığım biri varmışş :) ben de 2 kez okudum, ilk okuduğumda ne bir şey anlamamıştım ne de bir şeyler hatırlıyordum kitaptan. uzun bi zamandan sonra tekrar okudum, ilkine göre daha iyiydi ama böyle sanki yeri farklı bu kitabın. - zindandaninsanlaramektup 27.09.2021 14:49:46 |#4251470
    26. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      dostoyevski'nin modernliğe, batı hayranlığına kötümser ve karamsar bir dille eleştiriler yönelttiği, kendini dış dünyadan izole etmiş bir kişinin iç çatışmaları eşliğinde anlattığı romanıdır. kendi kabuğunda insanları hiç sevmeyen, kendini hasta bir adam olarak tanımlayan kişinin eleştirel monoloğudur kısaca.
    27. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bir ara youtube da aynı isimde bi program vardı. Pek sevememiştim. Sunucu kişi bana ruhsuz geliyordu. Muhtemelen benimle alakalıdır. Çünkü edebiyat derin sevilesi ve bir çok duyguyu içten bir şekilde barındırır fikrimce. O program bana bunu sağlamıyordu
    28. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "aslında biz ölü doğmuş yaratıklarız. zaten çoktandır canlı olmayan babalardan dünyaya geliyoruz ve bundan da gittikçe daha çok hoşlanıyor, zevk alıyoruz."
    29. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "duvarları yıkmaya kudretim yetmiyorsa, elbette kendi kendimi paralayacak ve parçalayacak değilim. fakat önümde duvarlar var diye boyun eğmeyi de asla kabul etmem."
    30. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      şaheser niteliğinde bir eser olmakla beraber fikirsel olarak -tüm kusurlarına rağmen- müthiş bir antitezdir. şöyle ki; "insan bir piyano tuşu değildir."
    31. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bana göre Dostoyevski'nin en iyi romanıdır. Karakterin yeraltında yaptığı iç hesaplaşmalarını okudukça kendimize de eleştirel gözle bakabiliyoruz aslında. --- spoiler --- Ben kendi yaşamımda, sizin kendi yaşamınızda yarıda bıraktığınız, cesaret edemediğiniz ne varsa sonuna kadar gittim; siz ise korkaklığınıza mantık kılıfını uydurmaya çalışıp kendinizi kandırdınız. --- spoiler ---
    32. -2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Kitabı okumadan önce Zeki Demirkubuz'un Yeraltı filmini izlemiş ve beğenmemiştim. Masumiyet'i de izleyip beğenmediğim için Yeraltı'nı beğenmemeyi yönetmene bağlamıştım. Kitabı yeni bitirdim ve kitabı da beğenmedim. Pasif agresif, sümsük, tutarsız tipleri hiç sevmem; maşallah Dosto abim hepsinden yüklemiş ana karaktere. Okurken boğulduğumu hissettim ve son düzlükte "bitse de yeni kitaba geçsek" modundaydım.
      1+1 bitiremedim ben. - patronice 04.11.2023 15:10:07 |#4636385
      0#4471463 - louis froziel 04.11.2023 15:11:51 |#4636387
      1@rakun dosto'nun bu kitabı bir antitez. neyin antitezi? cevabı bir üstteki yorumda paylaştığım entrydeki videoda... bunu görmezden gelmemek lazım. zira arka planı es geçersen sıradan bir kitap kalır elinde. o sıradan kitabı da beğenmeyebilirsin. oysa adam resmen bir felsefi bakış açısı sunup savunduğu şeyi adeta yaşatıyor. buna odaklanmak gerekiyor. adamın yazma amacı bu. - louis froziel 04.11.2023 15:16:14 |#4636388